- İbrahim Aleyhisselâm'ın Hayatında Her Şey Allah'a Davetti
Cenab-ı Hak kendisine rüşdünü verdiğinden itibaren, İbrahim (Aleyhisselâm) hakkın davetini açıktan açığa yaymıştır. Hiçbir fırsatı kaçırmaz, mutlaka orada Allah'ın Tevhid'ine daveti ilan ederdi. Yine her fırsatta Allah'tan başka ibadet olunan putları ve heykelleri kaldırıp atardı.
Buna göre Halilü'r Rahnıan'ın daveti gizli, insanlardan belli bir kesimle sınırlı değildi. Umum insanlardan meçhul da değildi. Şehir sakinleri, göçebeler, halkın eşraf ve insanların tümü, genç ibrahim'in müjdelediği davetin özelliklerini tanıyorlardı!
Babası O'nu dövmek ve taşlamakla tehdit ettiğinde, kavminin tehditleri idama öldürmeye kadar vardığında -ki dediklerini yapacaklarını biliyordu-, geri adım atmadı ve davetinin usûlünden bir şey değiştirmedi. Yolun ortalarında onlarla buluşmak için bu gibi şeyleri asla yapmadı. Kendi nefsi için herhangi bir özre tutunup da gizli hücrelerden bir mağaraya girmedi. Ya da davetin maslahatını bahane ederek kavminin putlarına karşı hücum etmekten vazgeçmedi.
Bunlardan hiç birini yapmadı. Kaldı ki geri adım atsın, veya kendi başına hareket etsin. O öyle birisi ki, Cenab-ı Hak O'nu, emin olmakla, sırat-ı müstakimde oluşuyla, doğrulukla ve vefalı olmakla belirtmiştir. Davet Onun indinde; nefsinden, ailesinden, babasından, ehlinden, kavminden ve malından çok daha ön plandaydı. Onun işi gücü yalnızca davet idi. O'nun meselesi öyle ulvi bir meseleydi ki, onun önüne hiçbir şey geçemezdi.... Ve tehlike saatlerinin en şiddetli olduğu bir zamanda, kavminin putlarını paramparça etti. Bu putlar, onlar katında en kıymetli varlıklardı. Hayır O, putları kırdıktan sonra gözlerden uzak olmak ve giz-lonmek için asla kaçmadı. Bilakis onlara mahkemelerinden kendi davetini yaymak için büyük bir fırsat yakaladı. O ayrı bir alemde, onlar da daha başka bir alemde olmalarına rağmen; Allah'ın hüccetini onların karşılarına dikti.
Tarihin sayfalarını karıştıranlar, Peygamber ve dııvetçilerin, ibrahim Aleyhisselâm'ın yolundan gittiklerini bilirler. Uzak yakın herkes onları tanır. Onlar hakkı açıkça her tarafa yayar, ne baskıcılardan korkar, ne de zalimlerden çekinirlerdi.
Zorluk ve meşakkatler onların sebatlarını ve nurlu yoldaki istikametlerini arttırırdı.
İşte bunun için insanlar onlara icabet ettiler ve Cenab-ı Hak da onların vasıtasıyla dinine yardım etti.
Ancak pasif davetçilere gelince; insanlardan hiç biri onları bilmez. Bunlar kendi gölgelerinden bile korkar ve gizlenirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanır, evhamlara bürünürler, bir zorluk karşısında himmetleri su gibi akar gider....
Onlar, mevcut ortamı değiştirmekten şüphesiz acizdirler. Çünkü nefislerini değiştirmekten aciz kalmışlardır.
Kendi çıkarlarıyla daveti karıştıranlar, yan ve çeyrek çözümleri kabul edenler, davetteki hayatlarının büyük bir bölümünü belirsizlik içinde gizli geçirenler ve tağutlarla dostlukta herhangi bir sakınca görmeyenler; işte onlar İslâmî davete karşı İslâm düşmanlarından daha çok tehlikelidirler.
Onlara tabi olanlar, şeyhlerini tanımalı, korkak mı, cesur mu, ahmak mı, akıllı mı bilmeli, şeyhin durumunu gizleyen fetvaların tehlikelerine karşı uyanık olmalı, o fetvalara dikkat ve sakınma gözüyle bakmalıdırlar.
Şunu da belirtmeliyiz ki, bazen davetçi belli bir süre gizli çalışmaya mecbur kalabilir. Tıpkı Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem'in davetin başlangıcında yaptığı gibi.... Fakat bu gizlilik asıl değil, bir istisnadır, zarurettir, metod değildir. Şu âyetin nüzulundan sonra davetin bütün yönleriyle gizli olması caiz değildir.
"Ey Peygamber! İnsanlara emrolunduğunu açıkça tebliğ et. Müşriklere itibar etme"[107]
Daveti tebliğ edecek erlerin açıkça bilinmesi lazımdır. Bunlar Allah yolunda kendilerine isabet ede-eek her türlü eziyete karşı sabırla göğüs ger-melidirler. İbrahim Aleyhisselâm'm hayatı gibi onların hayatları da tamamen davet için olmalıdır.[108]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Enam Sûresi, ayet: 74
[2] Buhari Sahih'inde rivayet etmiştir. Bu hadisin zikri ileride tafsilatlı olarak gelecektir.
[3] Enbiya Sûresi, ayet: 51
[4] Bakara Sûresi, ayet: 124
[5] Necim Sûresi, ayet: 37
[6] Peygamberlerin Allah'a daveti. Muhammed Ahmet El Adevi Daru'l Marife, Beyrut, sayfa, 40
[7] Bu konuda itimat ettiğim (dayandığım) en önemli kaynaklar: El Bidaye ve'n Nihaye, 1/140. Çünkü o genellikle rivayetlerin araştırılmasına ve ayırdedilmesine ihtimam göstermektedir. Yine Tarih-i Taberi'ye de dayanmışımdır ve îbn-i Esir'in El Kâmil adlı eserine de dayandım.
149
Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları: 143-149.
[8] Enam Sûresi, ayet: 74
[9] Enbiya Sûresi, ayet: 51 - 52
[10] Şuara Sûresi, ayet: 69 - 70
[11] Meryem Sûresi, ayetler: 41 - 48 152
[12] Kurtubi Tefsiri 11/111
[13] Kasas Sûresi, ayet: 55
[14] Furkan Sûresi, ayet: 63
[15] Lokman Sûresi, ayet: 15
[16] Bakara Sûresi, ayet: 74
[17] Mücadele Sûresi, ayet: 22
[18] Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları: 150-159.
[19] Mümtehine Sûresi, ayet: 4
[20] Miimtehine Sûresinin sebebi nüzulü, Taberi, İbn-i Kesir, Bu-h(H da Sahih'inde cihad bölümünde rivayet etmiştir.
[21] Edvau'l-Beyan, 8/138
[22] Tevbe Sûresi, ayet: 114
[23] Fi Zilalil Kuran, ikinci cilt, 28. cüz, sayfa 62
[24] Buhari Sahih'inde rivayet etmiştir. Fethü'l Bari, 7/197, El-Ebad (uzaklaştırılmış) babasının sıfatıdır. Çünkü Cenab-ı Hak'dan (Rahmetten) çok çok uzaktır. Ve denildi ki, o helak oldu da onun için ona bu sıfat verilmiştir.
[25] Fethu-1 Bari, 10/115 ve 7/197
[26] Tevbe Sûresi, ayet: 113
[27] İsra Sûresi, ayet: 56 - 57
[28] Zümer Sûresi, ayet: 3
[29] Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları: 160-167.
[30] Şuara Sûresi, ayet: 69-74
[31] Enbiya Sûresi, ayet: 51-54
[32] Peygamberlerin Allah'a Davetleri, Muhammed Ahmet El Adevi, sayfa 54
[33] Mülk Sûresi, ayet: 10-11
[34] Araf Sûresi, ayet: 179
[35] Enam Sûresi, ayet: 80
[36] Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları: 171-175.
[37] Saffat Sûresi, ayeti: 83 - 86
[38] Enam Sûresi, ayet:74-78
[39] Bazı müfessirler şöyle diyorlar: İbrahim ile kavminin arasında olan bu münazara Babil'de olmuştur. Başkaları ise, Harran'da olduğunu söylemektedirler. Çünkü ehl-i Şam ve civan yıldızlara tapıyorlardı. İbn-i Kesir de böyle diyen müfessirlerdendir. Bizim için mühim değildir. Nerede meydana gelirse gelsin. Bilakis mühim olan, ayetlerin siyakları böyle bir münazaranın kavmiyle olduğudur.
[40] Enam Sûresi, ayet: 83 180
[41] Bakara Sûresi, ayet: 260
[42] Kısasu'l Enbiya. İbn-i Kesir. Tahkik eden, Mustafa Abdu'l Vahid, 175/1 Daru'l Kütübü'l Hadiyse, Mısır
[43] Edvau'l Beyan, Şeyh Şankıtı 2/180
[44] Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. Lafız ise Buhari'ye aittir. Fethu'l Bari, 7/222
[45] Kurtubi Tefsiri, 2/298 ve 7/25 Kadı Iyaz'dan naklettiğimiz haber de Kurtubi'dendir
[46] Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları: 176-183.
[47] Bakara Sûresi, ayet: 258
[48] Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları: 184-186.
[49] Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları: 187-188.
[50] Enbiya Sûresi, ayet:51-73
[51] 51'den 56'ya kadar ki ayetlerin izahı daha önce yapılmıştı.
[52] Öyle anlaşılıyor ki, İbrahim'in kavminin bayramı da tıpkı İstiklal bayramı, işçiler bayramı, ağaç bayramı ve tağutun doğum bayramı v.s. gibi asrımızın bayramlarının benzeridir.
[53] Saffat Sûresi, ayet: 88, 89
[54] İbn-i Kesir, Kısasu'l Enbiya
[55] Saffat Sûresi, ayet: 91 - 93
[56] Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları: 189-194.
[57] Buhari Sahih'inde rivayet etmiştir. Fethu'l Bari, 7/200 El Ha-lebi, Müslim ise fedail bölümünde merftı olarak tahriç etmiştir. Ahmed İbn-i Hanbel ve Tirmizi de tahriç etmişlerdir. Tirmizi, bu hadis Hasen, Sahih bir hadistir demiştir.
[58] Fethu'l Bari, Haşiye, İbn-i Hacer'in. 7/203
[59] Buhari bu hadisi Edebu'l Müfret'te İmran bin Hûsayn'den tah-ric etmiştir. Buhari'ye ait olan ve yine Edebu'l Müfret'te Ebi Osman El Mehdi'den, o da Ömer'den gelen başka bir rivayette ise: "Amma tarizde öyle bir şey vardır ki, yalan olarak müslümana kafidir" bu-yurulmaktadır. Taberi de bunu Tehzib'de tahric etmiştir. Taberani ise Elkebir adlı kitabında tahric etmiştir. Ravileri güvenilirdir. Fethu'l Bari 13/216
[60] Bir önceki kaynak, 13/216
[61] Fethu'l Bari, 7/204
[62] Riya'zu's-Salihin, İmam Nevevi. Yalandan caiz olanın beyanı konusu, sayfa 550 Mekteb'i İslami.
[63] Fethu'l Bari, 6/228 Halebi Matbaası
[64] Buhari bu hadisi sahihinde, İkrah halinde karısı için bu benim lu/.kardeşim derse, onun üzerine bir şey yoktur, bölümünde tahric et-ıııifjtir. 11/305
[65] Feth-1 Bari Halebi Matbaası. Hasim bin Hassan rivayeti. Nesai, llozzar ve İbn-i Hibban bu rivayeti tahric etmişlerdir.7/201
[66] "Kısasu-1 Enbiya" Neccar'ın kitabıdır. İçinde bir çok sapıklıklar vardır. En önemlileri: Akide konularında Âhad hadisleri reddetmek, Aklı naklin üstünde tutmak (önüne geçirmek), yazdıklarında ehli kitabın kaynaklarına dayanmasıdır. Güvenilir alimler ona reddiye yazıp kitaptaki sapıklıkları açıklamışlardır.
[67] Fi zilalil Kur'an, 5/40, 17. cüz.
[68] Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları:194-210.
[69] Saffat Suresi,Ayet:97,İbn-i Kesir Tefsiri
[70] Fethu'l-Bari,7/206 Halebi Matbaasa
[71] Kurtubi Tefsiri, 11-304
[72] Bu iki rivayeti Buhari Sahih'inde tahric etmiştir. Fethu'l Bari, B/229. Yeni Riyad Kütüphanesi.
[73] Yasin Sûresi, ayet: 82
[74] Yusuf Sûresi, ayet: 110
[75] Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları: 211-215.
[76] Enbiya Sûresi, ayet:70-74
[77] Ankebut Sûresi, ayet: 26
[78] Saffat Sûresi, ayet:97-99
[79] Fethu'l Bari, 1/28
[80] İbn-i Hişam Siyreti, 1/330, El Albani, El Halebi Matbaası ve Kütüphanesi.
[81] Nisa Sûresi,: 100
[82] Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları: 216-223.
[83] Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları: 225-231.
[84] En’am Suresi, ayet: 81, 82.
[85] Ali İmran Sûresi, ayet: 151
[86] Tevbe Sûresi, ayet: 52
[87] El Bidaye ven Nihaye 7/39
[88] Hadid Sûresi, ayet: 13
[89] El Kelimü't Tayyib. İbn-il Kayyım. (Kevakibül Dürriyye fi Me-nakıbı Şeyhül İslâm İbn-i Teymiyye) adlı kitaptan aktarılmıştır.
[90] Al-i İmran Sûresi, ayet: 175
[91] Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları: 232-239.
[92] Buhari Sahih'inde rivayet etmiştir. Fethu'l Bari 7/204, lafız da lluhari'ye aittir. Müslim ise, İbn-i Cüreyc hadisinden rivayet etmiştir. Nesai ve İbn-i Mace de Süfyan bin Uyeyne hadisinden tahric etmişlerdir.
[93] Kısasu'l Enbiya. İbn-i Kesir, sayfa 185, Darul Kütübül Hadiyse Tahkik: Mustafa Abdul Vahid. Kitabı tahkik eden vezeğ kıssası hakkında diyor ki: "Akla muhalefet ettiği için bu rivayetlere mutmain olamıyoruz. Çünkü hayvanlar için bir mükellefiyet yoktur. Vezeğ, Allah Rasûlü'nün öldürmekle emrettiği fevasık (zararlı hayvanlar)dan da değildir. Eğer onun öldürülmesini emrettiği doğruysa, o zaman ayrı bir illetin olması lazımdır."
Buhari ve Müslim'in Sahihlerinde rivayet ettikleri ve yine Ahmet İbn-i Hanbel'in, Nesai'nin ve İbn-i Mace'nin de rivayet ettiği hadisler hangi akla muhalifmiş? Abdul Vahid El bidaye ven Nihaye kitabını tahkik ettiğini iddia ettiğinde kim bilir İbn-i Kesir ne kadar zulme uğramıştır.?!.
[94] Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları: 240-243.
[95] Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları: 244-246.
[96] Hud Sûresi, ayet: 75
[97] İbrahim Sûresi, ayet: 36
[98] Enbiya Sûresi, ayet: 67
[99] Mümtehine Sûresi, ayet: 4
[100] Mümtehine Sûresi, ayet: 4
[101] Edvua'l Beyan 8/139
[102] Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları: 247-250.
[103] Bakara Sûresi, ayet: 258
[104] Enbiya Sûresi, ayet: 64, 65
[105] Enam Sûresi, ayet: 83
[106] Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları: 251-253.
[107] Hicr Sûresi, ayet: 94
[108] "Dirasatü fis Sıyre" adlı kitapta, gizlilik ve açıklık konusunda [ Bi»v*!uyu daha geniş bahsedeceğiz. İnşaallah pek yakında kitap basılır.
Muhammed Surur b. Naif Zeynelabidin, Allah’a Davette Peygamberlerin Metodu, Guraba Yayınları: 254-257.