MeDinE~Fm Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

MeDinE~Fm Forum

İslami MeDinE~Fm Forum Radyomuzu dinlemek için...( http://www.vahdetfm.com/radyo.htm )....adresine girebilirsiniz...
 
MedinefmAnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 İslam Dini, Tavizsiz Bir Sosyal Düzendir!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
KIYAM

KIYAM


Mesaj Sayısı : 25
Kayıt tarihi : 30/09/09

İslam Dini, Tavizsiz Bir Sosyal Düzendir! Empty
MesajKonu: İslam Dini, Tavizsiz Bir Sosyal Düzendir!   İslam Dini, Tavizsiz Bir Sosyal Düzendir! Icon_minitimeÇarş. Eyl. 30, 2009 1:33 pm

İslam Dini, Tavizsiz Bir Sosyal Düzendir!




04/01/2009




İslam Dini, Tavizsiz Bir Sosyal Düzendir!

(Seyyid Kutub'un bu makalesi, 15.10.1952 de -Ed-Dava- adlı dergide yayınlanmıştır.)

Ortadoguda bu günlerde, bazı komünist militanlar ve onların borazanlığını yapan yazarları tarafından İslâm ile komünizm arasında bir yakınlık bulunduğu hususunda ileri sürülen bazı çalışma ve çabalan görmekteyiz. Ortadoğuda, meydana gelen bütün çalkantılı olayların yanı sıra bu yaklaşım ve çabaların bir rastlantı olmaması gerekir. Çünkü, bütün bu çaba ve yaklaşımların ardında müslümanları parçalamak ve kötü emellere hizmet ettirmek plânlan vardır.

Bu gibi çaba ve yaklaşımların peşinde koşanlara, açık ve kesin olarak şöyle sesleniyoruz: İslâm dini, inanç ve düzeniyle komünizm tehlikesini önleyccek güçtedir. Belki İslâm dini, dünya çapında bu kızıl tehlikenin önüne geçebilecek tek güç ve düzendir. Çünkü, komünizm tehlikesini önlemek için bütün dünyada alnan önlemler zayıf ve geçicidir. Bunlar, zora ve baskıya dayanan ve sağlam hiç bir esasa dayanmayan güçsüz ve sönük tedbirlerdir.

Ancak İslâm dini, her alanda olduğu gibi, bu hususta da asla taviz vermez. Komünizme, hiç bir gedikbırakmaz. Sızacağı bütün gedikleri kapatır ve her türlü önlemi alır. Sosyal düzeni, sağlam esaslara dayar.

Yanlış olarak sanıldığı gibi, İslâm dini sadece öpülüp başa konan, koltuk altında saklanılan, kendisiyle cinlerden ve kötü ruhlardan korunulan bir şey değildir. Komünizm ve benzeri bütün batıl düzenlerden insanları kurtaran İslâm düzeni, inanılan ve yaşanılandır.

İslâm, sadece dua, teşbih, zikir, mevlit ve benzeri camilerde okunan ve yapılan dinî törenler değildir. İslâm'ı, sadece bunlardan ibaret olduğunu sananlar yanılmış ve aldanmış kimselerdir. Çünkü emperyalistler, yıllarca bu ülkede bu anlayışı yaymaya ve kabul ettirmeye çalıştılar. Bu emperyalistlere uyan ve onların hesabına çalışan bir çok hain ve köle ruhlu kişiler de bu yanlış anlayışın yayılmasına yardımcı oldular...

Evet İslâm dini, kendisine has olan ekonomik ve sosyal düzeni ile, fert ve devlet işleriyle, kanun ve temel esaslarıyla komünizmden tamamen ayrıdır. Bu ayrı ve asla benzemeyen yönleriyle de sosyal hayatını, komünizm veya başka yabancı düzenlerden korur. İslâm dini, gerek ferdin ve gerekse devletin bütün sosyal ilişkilerinde ortaya koyduğu sosyal adaleti, kanunlar ve haklar karşısında herkese aynı ölçü içinde sağladığı eşitliği ile komünizmin önünde kale gibi durur ve bu kızıl tehlikenin İslâm toplumunun içine sızmasını önler. İslâm toplumunda yaşayanlar, çalışma ve yasama gibi tabii hak ve fırsatlardan devletin güvencesi altında yararlanırlar. Güçlünün zayıfı, varlıklının yoksulu ezmesine ve sömürmesine fırsat verilmez.

Komünizme karşı duran İslâm düzeni, her türlü yabancı ve emperyalist düzenlere karşı duran ve cihad emri ile sosyal hayatın bütün yabancı düzen ve kültür akımları karşısında koruyan yüce bir düzendir, İslâm'ın sosyal düzeninin egemen olduğu bir yerde, orada emperyalizmin her türlü düzenine yer yoktur. Gerek batı ve gerekse doğu emperyalizmine karşı aynı şiddet ve oranda direnme gücü gösterir. Temiz, yüce ve mukaddes topraklarını, bu gibi düzenlerin savunucularından korumak ve kurtarmak için cihâdı farz olarak ilan eder. Allah'a, peygambere ve İslâmın temel esaslarına yürekten bağlı olanlar, İslâmın koyduğu düzenlerden başka her hangi bir düzeni kabul etmezler. Yüce Allah, Kur'an-ı Kerimde, bu hususta şöyle buyurmaktadır:

"Allah'a ve âhiret gününe inanan bir milletin, - babaları veya oğullan veya kardeşleri veya yakınları olsa bile - Allah'a ve peygamberlerine karşı gelenlere, sevgi beslediklerini görmezsin. İşte Allah, imanı bunların kalbine yazmış, katında bir nur ile onları desteklemiştir." ( Mücadele sûresi, âyet: 22.)

Başka bir âyette ise, şöyle buyurulmaktadır:

"Allah, ancak size karşı din uğrunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları ve çıkarılmanıza yardım edenleri dost edinmenizi yasak eder. Her kim onları dost edinirse, işte onlar zâlimdirler." (Mûmtahine sûresi, ayet: 9.)

İşte, yabancı ideoloji ve düşünce sistemlerine karşı İslâm'ın bakış açısı budur.. İnanç ve ahlâkî eğitimin, bu temel bakış açısından insanlara ve özellikle de kendişine inananlara yöneltir. Onları, bir bütün olarak çatısı altına girmeleri için çağında bulunur. Namaz, oruç, zekât ve hac gibi ibadetler, islâm binasının birer temelidir. Fakat bunlar, İslâmın bir bütünü değildir. İslâmın sosyal ve ahlâk düzenini korumak, bunları gerek toplum ve gerekse aile hayatında yaşamak ve yaşatmak, cihâda hazır olmak, din ve vatan uğrunda gerektiğinde mal ve canını seve seve feda etmek de İslâmın birer emri ve temel esasıdır. Bunları diğerlerinden ayırmanın imkânı yoktur.

İslâmi hayat için sadece dua, zikir, sakal, mevlit, şeker, şerbet ve benzeri dış görünüşler yeterli değildir. Artık bu gün emperyalistlerin teşvik ettikleri bu inanç biçimine, gerçek anlamda inananların hiç biri aldanmamaktadır.

Böyle yapmacık dış görünüşle yetinen veya bu teşvik edilen inanç biçimine aldananların, söz ettiğimiz İslâmın sosyal düzeni ile hiç bir ilgi ve yakınlıkları yoktur. Gerek Batı ve gerekse Doğulu ideolojilerin sahipleri, İslama olan bakış anları aynıdır. Hepsi de ona, sadece kalplerde inanıp saklanan bir inanç gözü ile bakarlar. Bu hususta, aralarında hiç bir fark yoktur...

İşte, bu noktadan başlayarak Ortadoğuda, bu son günlerde bazı komünist taraftan yazarların, İslâmdan söz etmeleri ve İslâmdan yana görünmeye çalışmaları birer aldatmacadır diyoruz. Çünkü onlar, kendi ideolojilerini gerçekleştirmekten başka hiç bir şeyi düşünmezler. Onlar, İslâm ve müslümanları kendi emellerine basamak yapmak istiyorlar. Bu niyet ve taktiklerinden dolayı aldanıyorlar. Müslümanlar, asla onların oyununa gelmeyeceklerdir. Hayâl ettikleri neticeyi de asla elde edemeyeceklerdir.

Çünkü, onların sandıklan gibi müslümanlar uyumuyorlar. Dost ve düşmanlarını ayırt edebilecek derecede uyanmış, hak ve doğru yollarını seçmiş, gerçeği görmüş ve bir daha aldanmamak üzere gözlerini açmış bulunuyorlar. Müslümanlar artık, kendi yollarında yürüyorlar. Kendi hedeflerine ulaşmaya ve kendi davalarını gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Müslümanlar bütün güçleriyle mukaddes topraklan üzerinden, emperyalizmin egemenliğini kaldırmaya ve onun meydana getirdiği maddi ve manevi yıkıntı ve çöküntüleri temizlemeye çabalıyorlar. Bu hususta, Allah'tan başka hiç kimsenin yardımını, korumasını ve müdahalesini de istemiyorlar. Hakkı ve adaleti istiyorlar. Ancak, bu hak ve adaletin de İslâmın sosyal düzeninin gölgesinde gerçekleşmesini istiyorlar. Bu isteklerini, inanan bütün insanlar için ilân ediyorlar.

Emperyalizmin gücü, bu İslâmi uyanışın önüne geçemez. Ne Batı ve ne de Doğuda bu uyanışı durduracak her hangi bir güç de yoktur. Er veya geç mutlaka bu İslâmî uyanış, arzulanan hedeflere basan ile ulaşacaktır. Komünizmin nefsî veya şeytanî düzeni de bu uyanışın önünde çöküp gidecektir. Onu kendi emellerine alet etmesi şöyle dursun, onun yüce uyanışı ve dirilişi karşısında, varlığını sürdürmesi bile mümkün olmayacaktır.

Evet, pek yakın bir zamanda dünya, İslâmın komünizm ile nasıl savaşacağını ve onu ülkesinden nasıl temizleyeceğini görecektir. Ancak, İslâm'ın bu savası sadece, kendi adına ve kendi hesabına olacaktır. Batı emperyalizminin hesabına ve maddi çıkarına uygun düşen bir ortamın oluşması için olmayacaktır.

İslâm, sadece kendi düzeninin egemen olmasını ister. Bunun dışında bütün düzenleri red eder. Islama çağıranlar, İslâmın bütün dünyada egemen olmasını isteyenler, bu noktaya dikkat etmeleri gerekir.

Bütün insanlara, açık ve kesin olarak, "Gerçekleştirmek istediğimiz düzen İslâm'dır" diye ilân ediyoruz. Bizim islâm'dan başka bir davamız yoktur. Dünyada üçüncü bir kitle olarak oluşturmaya çalıştığımız inancın temel dayanağı İslâm'dır. Bu kitle sadece, isimden ibaret değildir. Gene bu kitle yalnız, maddi çıkarlar dolayısı ile bir araya gelmiş değildir. Siyasî ye ekonomik sözleşmelerde veya sosyal ilişkilerde bulunan bir topluluk değildir.

Şüphesiz, İslâmın oluşturduğu bu üçüncü dünya kitlesi, inanç ve düşünceden doğan bir topluluktur. Düzen, hedef ve gaye birliğinden doğan bir kitledir. Bu, Batı veya Doğu düzenlerinden tamamen ayn olarak yeni bir dünyanın kurulmasına çağındır. Beyinlerini bu her iki batıl düzenle kirletenler, kulaklarını sadece Doğu ve Batıya dikenler, gözlerini günlük olaylardan başka hiç bir yöne çevirmeyenler bu kitlenin gerçekliğini ve yüceliğini anlayamazlar. Saydığımız bu basit vasıflara sahip olanlar, -buna gafil ve şuursuz müslümanlar da dahil - böyle bir kitlenin oluşmasının mümkün olmayacağı kanaatindedirler. Onların bu kanaati, Allah'ın izni ile pek yakın bir zamanda boşa çıkacaktır.

Bu yeni doğuş ve dirilişin önünde, İslâm dünyasına, koyun gözüyle bakan kurtlar, ürküp kaçacaklardır.

Bir daha bu bölgeye uğramamak şartı ile arkalarına bakmadan çekip gideceklerdir.İslam, tek başına bunlarla savaşacak güçtedir. Bunların tek korkusu İslamdır ve İslam'ın yeniden dirilmesidir. Fakat, onların korktukları başlarına gelecek ve İslam'ın dirilişi mutlaka bir gün gerçekleşecektir...

Ancak bu İslam'ın diriliş; tavizkâr davranan ve sadece dış görünüşe aldanan kişilerin anladığı anladığı bir İslam değildir. Sosyal düzen olarak İslam'a inanan ve onu şerefle yaşamayı kabul edenlerin anladığı İslam'dır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İslam Dini, Tavizsiz Bir Sosyal Düzendir!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» DiNi SUALLER
» İSLAM VE OSMANLI
» İslam'ın Beş Şartı
» İslam Devleti’nin Kuruluşu
» Islam'da Kadin Haklari

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MeDinE~Fm Forum :: SERBEST KONULAR :: SİZDEN GELEN ÖNEMLİ YAZILAR-
Buraya geçin: