GülNida Admin
Mesaj Sayısı : 545 Kayıt tarihi : 07/11/09
| Konu: HADİS AÇIKLAMASI (EBU DERDA R.A.) Salı Kas. 10, 2009 5:20 pm | |
| Ebu Derda der ki, «Peygamber (S.A.S.)'imiz bir gün bize, benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler, çok aglardiniz. Dünya gözünüzde önemini, kaybeder, ahireti tercih ederdiniz» buyurdu, sonra Ebu Derda kendisinden sunlari söylemistir: Simdi de eger siz benim bildiklerimi bilseydiniz, basinizi alip tepelere çikar, halinize hungur hüngür aglayarak Allah (C.C)'a yakarirdiniz. yaniniza yalniz zaruri ihtiyaçlari alir kimseye emanet etmeksizin ve bir daha dönmemek karari ile mallarinizi terkedip giderdiniz. Fakat uzak vadeli emeller kalbinizden ahiret fikrini sildi, bütün emeklerinizin hedefi dünya oldu, bu yüzden hic bir sey bilmeyenler gibi oldunuz. Bazilariniz basina geleceklerden korktugu için ic güdülerine körü körüne uyan hayvanlardan daha kötüdür.
Niye birbirinizi sevmiyorsunuz? Niye biribirinize dogru yolu tavsiye etmiyorsunuz, oysa ki, sizler Allah (C.C)'in dininde ortak olan kardeslersiniz. Arzularinizin birbirlerinden ayrilmasinin sebebi, içinizin bozuklugudur, oysa iyilikte birlesseniz biribirinizi severdiniz.
Size ne oluyor ki, dünya isleri ile ilgili birbirinize nasihat verdiginiz halde ahiret konusunda birbirinize nasihat etmiyorsunuz?! Hatta hic biriniz sevdigi ve destekledigi kimseye bile ahiret konusunda nasihat vermiyor.
Bu durum, kalblerinizde iman zayifligi oldugunu gösterir. ahiretin kar ve zararina dünyanin ki kadar yürekten inansaniz, ahiretin pesinden kosmayi, dünyaya tercih ederdiniz. Cünki orasi sizi daha cok ilgilendirir. Eger «yakin menfaati sevmek kaçinilmaz bir insani temayüldür» derseniz, biz sizin dünyanin bircok yakin vadeli menfaatlerinden, uzak vadeli hedefler ugruna fedakarlik ettiginizi görüyoruz.
Hatta belki de hic bir zaman ulasamayacaginiz hedefler ugruna kendinizi türlü türlü sikintilara düsürüyor, degisik çarelere bas vuruyorsunuz. Ne fena kimselersiniz ki, içinizdeki imanin tesir derecesinin bilinmesini saglayacak derecede imaniniza tatbiki hayatta gerçeklestirmis degilsinz. Eger Muhammed'in (S.A.S.) getirdikleri hakkinda bir süpheniz varsa bize geliniz, size her seyi aciklayalim, kalblerinizdeki kuskuyu giderecek aydinligi size gösterelim. Allah (C.C)'a yemin ederim ki, siz akildan yana eksik kimseler degilsiniz ki sizi mazur görelim.
Çünki dünyanizla ilgili konularda egriyi dogrudan ayirabiliyor ve isleriniz karsisinda isabetli tavir takinabiliyorsunuz.
Size ne oluyor ki, dünyanin elde ettiginiz ufak bir kazancina seviniyor ve elden kaçirdiginiz küçük karlarina üzülüyorsunuz, bu durum yüz ifadelerinizden belli oldugu gibi sözlü olarak da açiga çikiyor, hosunuza gitmeyen gelismeleri «musibet» diye adlandirarak üzüntü sebebi yapiyorsunuz.
öteyandan çogunuz dininde agir kayiplara ugradigi halde hic birinizin kili kipirdamiyor, bu alandaki kayiplarin üzüntüsü hic kimsenin yüzünde belirmiyor. Yemin ederim ki, Allah (C.C)'in sizin ile ilgisini kestigi kanaatindeyim. Neden derseniz, cünki hepiniz tanidiklarini güleryüz ile karsilar, hic biriniz dostunu, hos görmeyecegi sekilde karsilamak istemez. «Ayni muameleyi de ben ondan görürüm» korkusu ile «insanlar arasindaki münasebetlerde bu inceligin farkindasiniz da Allah (C.C) ile olan münasebetlerinizde ayni hassasiyeti göstermemenin akibetini bilmekten aciz misiniz.
Isi gücü sahtekarliga döktünüz, meralarinizda uzak vadeli ihtiraslardan hic biri yesillik bitmiyor! ölümü inkar etmek üzere saf tutmussunuz. Allah (C.C)'in beni sizden kurtarip görmek istedigime (Peygamber (S.A.V)'imize) kavusturmasini ne kadar istiyorum! Eger O sag olsaydi, bu gidisinize katiyyen göz Yummazdi.
Eger siz de hayra dönme temayülü varsa, ben size her seyi duyurdum. Allah (C.C) kattndakini (ahiret sevabini) isterseniz, ona kolaylikla kavusursunuz. Gerek kendi hesabima ve gerek sizin için Allah (C.C)'in yardimini diliyorum. | |
|