GülNida Admin
Mesaj Sayısı : 545 Kayıt tarihi : 07/11/09
| Konu: BiR BeYaZ GuLuN HiKaYeSi.. Salı Kas. 17, 2009 5:15 pm | |
| Sen gülleri akittin ugrunda yanan Bes milyonun gönlüne Ya Rasul Ben kalbimi yardim Damarlarimdan kanimi akittim Ey Nebi Güllerin solmasin tertemiz goncalarin kana bulanmasin Avuçlarinda insanliga adanmis taptaze bir bahar sakli Selamla dönmekte yine yeryüzünde en yüce sevdalar
Nefesini duyacaktim sanki Ya Resul, bir soluk alsan Ellerini tutacaktim sanki Ey Nebi, ellerini bir uzatsan Selamlarini getirmistim mazlum ve masum kardeslerimin Önünden geçerken üç saniye üç asir gibi geldi Duydum aldigini getirdigim selamlari, söz yerine geldi
Nasil dünya husu ve edeple geçmekte önünden Ya Resul Sen her zamanki gibi yine mütevazi, yine sefkatlisin Ey Nebi Bir yanina almissin dünyanin en cömert kalplisini Magara arkadasin olmustu hicret ederken sehirlerin en Medenisine Bir damla yas süzülmüstü yüzünden Ayak parmagini isiran yilanin sancisinda
Magara arkadasinla dünyada eleleydin Kabirde de ayni Ya Resul Hemen yaninda da yürürken yeri titreten biri vardi Ey Nebi Önce Ömer idi adi, Seni tanimadan evvel Sana cephe almisti Ve bir gün Ömer müslüman oldu Her sey meydanlarda açikça söylendi Artik Ömer, Faruk olmustu hicrette kilicina sarilmisti
Varsa karisini dul, çocuklarini yetim birakmayan isteyen Iste gidiyorum, tek basima hicret ediyorum ben Bir gün elbet dönecegiz dogup yasadigimiz bu topraklara Medine de büyüyüp olgunlasacak yücelecek bu sevda diyordu
Giderken Ali’yi çagirmistin Bu aksam sen kalacaksin Benim yatagimda sen yatacaksin demistin O çocuklarin ilkiydi, yüregi tertemizdi Simdi o peygamberler peygamberinin vekiliydi Güzelliklerden ruhlari uzak kalanlar aldanacakti Peygamber evine zorla girdiklerinde Senin yerinde Ali’yi bulacaklardi Ne büyük bir devletti Ali için Peygamber yataginda yatmak Ne bulunmaz bir servetti Seni örten yorganda sabahlamak Ve ne paha biçilmez hazineydi Basina koydugun yastiga bas koymak Yerden bir avuç toprak alip Savurmustun kapidan çikarken yeryüzüne Dönüp de arkana bile bakmadan Dogdugun topraklara veda ettin. Gidisin güzelliklerle geri dönmenin Çaglar ötesi mustusuydu sanki Hüzünler bile giderken hüzünlendi kahrindan Agladi günlerce arkandan Ya Resul Kederler yasa boguldu gözyaslarini döktü Bulutlar kahrindan unuttular Rahmet yüklü yagmurlara gebe oldugunu
Ölüm bile kendi cenazesine aglamamisti Bugüne kadar Görmemisti yeryüzü böyle bir acimasizligi Bugüne dek Dayanabilir miydi buna insanlardaki bu yürek Elbette dayanacaklardi çünkü sen farkliydin Alemlere rahmettin dostlarina sabretmeyi ögrettin Zulümleri güllerle yok ettin Çileleri sabirla tükettin Ve dönmüstün bir gün dostlarinla hep beraber Büyük bir zaferle kan dökmeden Sehirlerin anasi olan canim Mekke’ye
Bir beyaz gülle gelmistim huzuruna Çok uzaklardan Ya Resul Buram buram kokun geldi kabrinin önünden geçerken Gülün gül kokan gül kokularinin üstüne Ey Nebi Tertemiz yüreginden güller yürüdü üzerime Gül yagdi vadilere, gül yagdi ormanlara Gül yagdi Mekke’ye, gül yagdi Medine’ye Gül yagdi Sam’a, gül yagdi Vatanima Gül yagdi Istanbul’a, gül yagdi Bursa’ma Ve güller yagdi ömrümüzün baharina ve yazina Ya Resul Gül koktu tomurcuk tomurcuk her kelime ve her hece Ve bundan böyle hep gül kokacak Ya Resul Her dogan gündüz ve her gelen gece... | |
|